#Mühim bir tavsiye
Explore tagged Tumblr posts
fikret-i · 7 months ago
Text
Tumblr media
40 yaşında bir ihtiyar olarak size tavsiyem, kesinlikle çok hareketli olmayın. Ağırlık falan da sakın ha sakın kaldırmayın. Beş kilo da olsa çok. Paranız varsa işçi tutun yoksa da işçi gerektirecek arazi, iş yeri her ne varsa satın. Sağlıklı olayım, bedene de hareket olsun diye zamanın behrinde bir kaç dönüm tarla almıştım. Debelenip duruyorum içinde. Bir seferinde bir kaç kasa elmayı koymam gerekiyordu arabaya, işçi bulamadım kendim kaldırayım dedim menüsküslerim parçalandı iki dizimden de ameliyat olmak zorunda kaldım.Güneşe de tatil amacıyla dahi çıkmayın. Gölgede kalın hep. Bir kaç sene önce dağ bayır gezerken yandı yüzüm. Alnımda yanık izi kaldı. Geçenlerde elektrikçi bulamadım. Ben çekeyim kabloyu dedim. Uzunca da bir mesafeydi. Kabloyu götürürken zorlandım fıtık oldum. Arkadaşlar, toprağa mı basacaksınız gidin ormana, parka. Gölgede bir kaç saat basıp gelin. Tatile de Karadeniz`e gidin. En büyük sporunuz, yürüyüş olsun. O da güneş çıkmadan ya da battığı vakitlerde. Şöyle etrafıma bakıp istatistik tuttum yıllardır. Adam yayladan inmemiş genç yaşta gidiyor. Adam taş, kaya ile çalışmış, güreşmiş genç yaşta gidiyor. Geçmişi hareketsiz, tembel birilerine bakıyorum yaşları doksana dayandı. Köy hayatı falan hikaye, işkence. Varsa paranız, hizmetçili, uşaklı bir bahçeli villa. Yoksa az katlı bir apartman dairesi, en güzel yaşam alanıdır. Hem şehirde daha çok aktivite var. Yüzme kursları, hoca eşliğinde spor yapabileceğiniz salonlar, halkeğitim kursları, şehir parkları vs. vs. Benden ayrıntılı naçizane tavsiye. Artık seçmekteki irade sizdedir.
57 notes · View notes
kur-an-ve-risalei-nur · 4 months ago
Text
Tumblr media
⭐⭐⭐⭐⭐
Kimlerle ünsiyet kurduğumuz mühim. Çevremize, evimize, kalp ve zihin dünyamıza aldığımız insanların salihlerden olması kulluk yolculuğumuzda basamakları daha hızlı atlamamıza vesile olabilir.
Hikmetli sözleriyle bizi dinlendiren, duruşuyla bize Allahu teala’yı hatırlatan insanlar şu dünyanın yükünü bir nebzede olsa sırtımızdan alırlar.
Unutmayalım ki her insanın kokusu gibi ahlakıda üzerimize siner. Güzel insanlarla olmamız bizi güzel kılar. Biz fark etmeyiz ama zamanla kalbimiz hemhal olduğumuz insanlara döner. Her birinden biz iz taşırız sonra da bu her hâlimize sirayet eder.
Salih insanlardan gördüğümüz faydanın diğer bir yönü de eş ve evlatlarımıza bereketli ortamlar sağlamasıdır. Salih insanların girip çıktığı yuvamız huzurlu, yedirdiğimiz yemeğimiz bereketli olur. Evdeki çocuğun ve eşin ağzı dualı insanlara şahit olması, onların eş ve çocuklarıyla arkadaşlık etmesi iki dünyamızın saadetli olmasına vesile olur.
Toplum olarak bir çürümeye gidiyoruz fakat henüz ölmüş değiliz. İyileşme yeniden evlerimizde başlayacak inşaallah. Şeriatın kurallarını evimizde yaşamaya başladığımızda baba, anne ve çocuklar kaybettikleri kimliklerine sağlıklı bir şekilde kavuşacaklar.
Pekala babanın evini unuttuğu, annenin malayani işlerle vaktini öldürdüğü, süt emer gibi çocukların ekrandan beslendiği bir yuva ve toplumdan nasıl bereket beklenebilir ? Sorumsuz anne ve babaların ayıplandığı bir dünyadan sorumlu anne babaların suçlandığı bir dünyaya doğru evrildik. Üzüm üzüme baka baka karardı. Kimlerle hemhal olduysak onlara benzedik.
Aklımızı başımıza almalı, salih insanlarla çevremizi kuşatmalı, salihlerden olmaya gayret etmeliyiz. Hiç kimseyi bulamıyorsak Kur'anı Kerim, Hadisi şerifler ve selefi salihinin hatıratlarını hatta tavsiye ettiğim Risale-i Nur Külliyatlarını okuyup imanımızı bu asrın cereyanlarına karşı kuvvetlendirmek her akşam kısa bir an da olsa yuvamızda misafir etmek şifa olacaktır. Kolay olmayacak fakat imkansız da değil. Önce biz kalbimizde İslamı yeşerteceğiz sonra da çobanı olduğumuz kim varsa zaten bizi takip edeceklerdir.
İşe hemen koyulmalı ve Allahu teala’ya sığınmalıyız.
____________°🌺💞🌸°______________
🎀
39 notes · View notes
bilmece · 5 months ago
Text
Aç bir halde avmnin yemek katından geçtim ve bir şey yemedim! Bunun ne kadar büyük bir zafer olduğunu ancak iştahı açıklar bilebilir.
He bir de aranızda market alışverişini kendisi yapmaya yeni başlamış olanlar varsa mühim bir tavsiye: açken alışverişe gitmeyin.
15 notes · View notes
ilmiyyat1453 · 1 year ago
Text
Tâziye Yemeği
Rivayet edildiğine göre Cafer bin ebi Talib (radıyallâhu anh)'ın ölüm haberi gelince, Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: "Cafer'in ailesi cenaze defin işleriyle meşgul oldukları için yemek yapmaya fırsat bulamadılar. Siz onlara yemek götürün.'' (Ebu Talib El-Mekki, Kutü’l-Kulub; c:4 s:202)
Taziyede ölünün ailesinin yemek verip millete ziyafet çekmesi, bid'attir. O yemekten yemek, mekruhtur. Sünnet olan; eş - dost, akrabanın ölünün ailesine yemek getirmesidir.
قال ابن الهمام الحنفي: " وَيُكْرَهُ اتِّخَاذُ الضِّيَافَةِ مِنْ الطَّعَامِ مِنْ أَهْلِ الْمَيِّتِ ؛ لِأَنَّهُ شُرِعَ فِي السُّرُورِ لَا فِي الشُّرُورِ، وَهِيَ بِدْعَةٌ مُسْتَقْبَحَةٌ ". انتهى من "فتح القدير" (2/142).
Cenaze evinde cenaze sahiplerinin yemek ziyafeti ver­meleri mekruhtur. Çünkü bu tür ziyafetler sevinç halinde verilirler. İçinde bulundukları durum ise musibet halidir. BU, ÇİRKİN BİR BİD'ATTİR. (İbnü'l-Hümam, Fethu'l-Kadir; 2/142)
TAZİYENİN MAKSADI Taziye; teselli etmek, acısını paylaşmak gibi manalara gelir. Taziyenin 2 mühim maksadı vardır: 1- Taziyeye gelenlerin, ölünün ailesini bu acılı günde yalnız bırakmayarak teselli etmesi, sabrı tavsiye ederek manevi destek olmasıdır.
2- Gelenlere ölümü hatırlatması ve tefekküre sevk edip kalpleri yumuşatarak dünyadan sıyırıp ahirete yöneltmesidir.
Halbuki bugün yapılan taziye merasimlerindeki ziyafetler, taziyenin asıl maksadının dışında, sünnete uygun olmayan işlerdir. Bundan dolayı taziye yerleri; insanların gelip yemeğini yediği, çayını içtiği, dedikodu ve boş muhabbetlerin havada uçuştuğu laklakhaneler haline geliyor. Ancak uzaktan gelen misafirler varsa, onlar tabi ki aç bırakılmaz, onlarla oturup hal-i hazırda olan yemeği yemede de bir beis yoktur.
Bir yakınını kaybetmenin üzüntü ve sıkıntısı içinde olan cenaze sahiplerinin, taziye için gelen misafirlere yemek hazırlayıp sunması ilave bir telaş ve sıkıntıya sebep olacağından mekruh görülmüştür (İbn Âbidîn, Reddü’l-Muhtâr, III, 148).
Tumblr media
22 notes · View notes
nleour · 2 years ago
Text
Belli ki bayım , gözleriniz kapalıyken bile görebiliyorsunuz . Tavsiye ederim , arada bir kirpiklerinizi aralayınız ve dış dünyaya çıplak gözle bakınız. Eminim ki hayal dünyanızdan çok daha farklı ve mühim bir yerdir.
4 notes · View notes
hattabi · 6 months ago
Note
Selamün aleyküm. Sizden daha önce kitap tavsiyesi istemiştim sizde Veki b cerrah’ın bir kitabını tavsiye etmiştiniz hayatı Allah’a adamak diye. Kitabın içerisinde “benliğimi kudret elinde tutan Allah’a..” diye bir hadis geçiyor. Bu çevirmenin mi yanlışı acaba? Ve kitabın arkasında da: “tasavvufun mühim esaslarından biri de dünyayı terk etmektir.” Yazıyor aynı zamanda da Hz.Mevlana … yazıyor bunların üçü de çevirmen kaynaklı mı acaba yoksa Veki b cerrah’ın mı düşünceleri?
Aleykum esselam ve rahmetullah. Veki bin Cerrah etbau Tabiin döneminin alimlerindendir. Bu bahsettiğiniz tahlilsizlikler tabi ki yayınevi ve mütercimin sapıtmalarıdır. Zühd kitabı metin olarak Vek b. Cerrah'a aittir, ancak kitabın tercümesi, ta'liki, dipnotları dikkat edilerek okunmalıdır. Bunu her yayınevi için söylüyoruz. Buna bir örnek daha verirsek, İbn Ebi Hatim er-Razi'nin, Menakibuş-şafii eseri ilk kez bir yayınevi tarafından Kevseri zındığının eklemeleri ile türkçeye tercüme edildi. Aslı muazzam olan bu eseri tavsiye etmekle birlikte dikkat ederek okunmasını (hatta bu yayınevin bastığı ile hiç okunmamasını) tavsiye ediyoruz. Size tavsiye edilen zühde dair, bahsetmiş olduğum ise kısmen menakib, kısmen fıkıh, kısmen de akaid ile alakalı.. Dolayısıyla Veki b. Cerrah'ın asıl kitabı güzeldir ancak basımını yapanlar bunu lekelemiştir diyebiliriz..
Bunun dışında tercüme, tahkik ve ta'lik çalışması yaptığımız Ebu Hatim er-Razi'nin Kitabu'z Zühdü'de uzun bekleyişin ardından çok yakında çıkıyor. İnşaAllah onu da tavsiye kitaplar listesine ekleyiniz..
1 note · View note
gamerbulten · 1 year ago
Link
Biomutant sistem gereksinimleri açıklandı ...
0 notes
chaoticstudentpanda · 1 year ago
Text
Neden Estetisyenlik Kursu'nu Geliştirmeye Odaklanmalısınız
Estetisyenlik kursu
Estetisyenlik kursları, genellikle letafet, cilt bakımı, makyaj, gövde bakımı, masaj ile eş mevzularda eğitim veren programlardır. Bu kurslar, estetisyen adı verilen profesyonelleri yetiştirmeyi amaçlar. Estetisyenler, genellikle cilt sağlığı ve güzellikle ilgilenen uzmanlardır ile değişik güzellik uygulamalarını gerçekleştirebilirler.
Estetisyenlik kursları genellikle şu konuları içerebilir:
Kap Bakımı: Deri analizi, üs ile gelecek düzeyde mukavva hizmet teknikleri, deri tipleri ve cilt sorunları ile ilgili bilgiler.
Makyaj Sanatı: Kök ile profesyonel makyaj teknikleri, makyaj malzemeleri ve infaz şekilleri.
7 Estetisyenlik Kursu'nda Yaptığınız Korkunç Hatalar
Estetisyenlik kursu
Saç Bakımı: Gerçek saç bakımı, saç kesimi ve renklendirme yöntemleri, perma ile saç hizmet ürünleri.
youtube
Tumblr media
Üzeri Bakımı: Masaj yöntemleri, gövde bakımı, epilasyon ve eş mevzular.
İletişim Becerileri: Alan kişi ilişkileri, danışmanlık ile müessir iletişim becerileri.
Temiz ile Güvenlik: Sterilizasyon, temiz kuralları, araç-gereç ile ekipman bakımı.
Tumblr media Tumblr media
Estetisyenlik kursları, kuramsal bilgilerin yanı saf Estetisyenlik kursu tatbikî maharet kazanımına bile odaklanır. Kurs süreleri ile içerikleri, kurumdan kuruma farklılık gösterir. Kursu tamamlayan kişilere estetisyenlik sertifikası veya diploma verilebilir.
Estetisyenlik kursları, güzellik salonları, spa merkezleri, kozmetik mağazaları veya zat işini kurmak isteyen bireyler özgü mühim sadece terbiye
Estetisyenlik Kursu Hakkında Alabileceğiniz En İyi Tavsiye
Estetisyenlik kursu deposu olur. Bu kurslar genellikle güzellik endüstrisinde kariyer kılmak isteyenler yada özü işini kurmak isteyenler karşı ülkü eş başlanış noktası muhtemelen.
Hızlandırılmış estetisyenlik kursları, genellikle kısa süreli ile yoğun bir şekilde estetisyenlik eğitimi sunan programlardır. Geleneksel estetisyenlik kurslarına gore henüz kısa sürede tamamlanabilirler ile sıkışık benzer müfredatı ihtiva ederler.
O tür kurslar, bilhassa muayyen eş alanda uzmanlaşmak talip yada henüz kesik sürede mesleklerine başlamak talip kişiler diye tercih edilebilir.
Estetisyenlik Kursu Sektöründe En Etkili Kişiler Ve Ünlü Benzerleri
Estetisyenlik kursu Çoğu zaman üsbu sonları veya çok günlerde meydana getirilen derslerle, alışılmış kurslardan daha süratli yalnız ritmde ilerlenir.
Hızlandırılmış estetisyenlik kursları, yoğunluğu ve süratli tempoyu çekmece önünde bulundurarak genellikle daha fazla pratik odaklı olabilirler. O bile öğrencilere kesik müddet içinde uygulama becerileri kazanmalarını sağlayabilir. Sadece, o kabil kursların yoğunluğu sebebiyle bilgiyi süratli bir halde ezmek ile bellemek gerekebilir.
youtube
Kursun içeriği, süresi, sunmuş olduğu ergonomik beceriler ile sağladığı sertifika yada diploma gibi faktörler, bu nev bir kursun değerlendirilmesinde önemlidir. Ayrıca, meslektaşlarınızla tor oluşturma ile mentorluk benzer biçimde destekleri bile görmek faydalı muhtemelen.
1 note · View note
medreseler-blog · 1 year ago
Photo
Tumblr media
Abdülmecid Efendi Şeyh Sivasi
On altıncı asrın sonlarıyla on yedinci asrın birinci yarısında, İstanbul’un en büyük şöhretlerinden biri olan bir Halveti şeyhidir. Halveti tarikatının Şemsiye kolunun kurucusu olan Sivaslı Şemseddin Efendi’nin kardeşi, “Tuhfetül Mülûk” ve “Ziyaiyyei Cami” şaritû şeyhi Muharrem Efendi’nin oğlu ve meşhur şeyh Abdülahad Nurini’nin dayısı ve mürşididir. 1563 (H. 971) tarihinde Zile’de doğdu, ilk tahsilini babasından aldı ve yedi yaşında Kur’an’ı hafız oldu. Tahsil, sülük ve terbiyesini amcası Şemseddin Efendi’den tamamladı. Devrinin ünlü şeyhinin yanında 1596 (H. 1005) tarihinde Eğri seferine katıldı ve orada ölen Pirizade Veli Efendi’nin yerine Zile’deki Halveti dergahına şeyh oldu. 1604 (H. 1013) tarihinde Sivas’taki dergahın ikinci postnişini ve amcası Receb Efendi’nin ölümü üzerine de Sivas’taki Şemsî dergahına şeyh oldu.
İlim ve irfan yolundaki ününü duyan Üçüncü Mehmed tarafından bir hatt-ı hümayun ile İstanbul’a davet edildi; büyük şehirde ilk vaazını Ayasofya Camii’nde verdi ve kısa bir süre de bu mâbedin civarında bir evde oturdu. Daha sonra, kendisine intisap eden ve zamanın Reisülküttabı Lâ’li Efendi tarafından hediye edilen Eyyub Nişancaaındaki bahçeye yerleşti. Kızlarağası Mehmed Ağa’nın Çarşamba’da yaptırdığı Mehmed Ağa zaviyesine şeyh oldu Private Tour Istanbul.
Şeyhülislâm Sun’ullah Efendi tarafından cami haline getirilen Atpazarındaki Hüsambey Mescidi’ne de Cuma vaizi tayin edildi. İstanbul halkının vaazlarına gösterdiği büyük ilgi üzerine birkaç ay sonra Şehzade Camii’ne, bir süre sonra da Sultan Selim Camii’ne Cuma vaizi oldu. Sultan Selim civarında bir Sivaslı dergahı ile mescid yaptırdı. Bugün bu mescidin yeri Darüşşefakânın avlusuna katılmış bulunmaktadır; yıkılmış olan dergahtan da duvarı yarı çökmüş bir mezarlık kalmıştır. Sultanahmet Camii yapılırken “Temel şeyhi” olan Abdülmecid Efendi, temel taşı konulurken dua ettiği büyük mabedin halka açıldığı gün de ilk Cuma vaazını vermiş ve ölünceye kadar bu vazife üzerinde kalmıştır.
Üçüncü Mehmed, Birinci Ahmed, Birinci Mustafa, Genç Osman ve Dördüncü Murad devirlerinde ilim ve irfanı, fazilet ve kemaliyle büyük bir nüfuz ve hürmete mazhar olan bu din ve tasavvuf âlimi, mühim işlerde padişah ve devlet erkânı tarafından fikir ve reyine başvurulan bir sima idi. Kara yazıcı ve Uzun bölükbaşı isyanlarının bastırılmasında hükümete faydalı tavsiyelerde bulunmuştu. Dördüncü Murad’a Bağdat’ın İranlılardan geri alınacağını önceden bildiren kişi olmuş, padişah sefere çıkarken de Hazreti Ömer’in kılıcını beline kuşatmıştı.
Yüksek bir medeni cesaret sahibi idi; gördüğü yolsuzlukları açıkça söylemekten çekinmezdi. Birinci Ahmed’e sunduğu manzum bir şikâyetnamede, bu genç hükümdara memleketin ahval ve idaresinin bozukluğunu acı ve sert bir dille anlatmış, başarı için kendisine adalet ve meşveret tavsiye etmişti. Aşağıdaki satırlar, bu manzumeden alınmış beyitlerdir:
“Şeh-hü, mülkiyyeti kirişli, münşiba adem mi Bunu, dinli devlete layık nedir, ey fulûri, kinim.”
0 notes
melstanbl-blog · 1 year ago
Photo
Tumblr media
Ayan ve Meb'usan Reisleri
Fetva Emini geldiğinde, Ayan ve Meb’usan Reisleri, Vükelâ (Tevfik Paşa Kabinesi) ve fıkıh intisabı olan birkaç Mebus, Meclisi Meb’usan Reisi Ahmed Rıza Bey’in odasında toplandılar. Bir küçük ve mühim encümen de orada bulundu. Mebus Efendilerin onayladıkları fetva metnini tasvir ederken Hacı Nuri Efendi hazır olarak taallül gösterdi ve kendisi iftaya memur olamayacağını belirterek, bu konuda rey ve mütalâası sorulmasına gerek olmadığını ifade etti. Ardından Şeyhülislâm Ziyaeddin Efendi’ye işaret ederek, “Müftülenâm zatı âlîleridir. Fetva vermek kendisine aittir. Nasıl tensip buyururlarsa öylece ifade ederler.” dedi.
Bu üzerine sözler uzayıp sokağın mütehammil olduğu binlerce hal, kırı kavliyatı geçerek, füliyata daha çok odaklandı. Sonunda Hacı Nuri Efendi, reyini izhar ederek, “Hal’de meymenet yoktur, muktazi islah teklif ediniz, nefsini azletsin.” dedi. Mebus Efendiler, fetvanın nihayetini, hal olunmak veya istifa teklif edilmek şekillerinden hangisinin tercih edilmesi gerektiğine dair bir fıkra ilavesiyle tashih etmekle bu şekli kabul ettiler.
Fetva Emini’nin çıkışının ardından Meclis salonuna dönülerek celse yeniden açıldı. Fetvayı imzalayan kalem, tarih olarak Ahmed Rıza Bey tarafından alındı Tour Packages Bulgaria.
Meclis içinde ve dışında takip edilen hükümetin iç ve dış işlerine dair politikalar ve yönetimin mülkiyetle uğraştığı ve millete ciddi zararlar verdiği tarihsel olarak sabittir. Ayan’dan ve Maarif Nazırı’ndan olan ahdim âciz olan birisi olarak istifa teklifi sundum ve bu konuda tanıdığım kişilere ve Ayan’a fikir sordum. Hepsi de bu teklifi onayladı. Ancak, Ordunun Yıldız’ı teslim almasının ardından ve sarayın hademe hizmetini kaldırmasının ardından, Sultan Abdulhamid’in bu teklife direnmesi mümkün değildi.
Yeni celse, fetvanın okunmasıyla başladı. “Hal’ hal’” sesleri yükseldi. Heyecanlı bir atmosferde, Meclis gururla dolmuş ve ferahlayarak, vazifenin ağırlığı ve önemi kalplerde hissediliyordu.
Reis Paşa, “Efendiler, okunan fetva, şerife ve millet tarafından dile getirilen isteğe uygun olarak, Sultan Abdülhamid’in hilâfet ve saltanatından feragatına karar veriyor musunuz?” diye sordu.
Tezahüratlar eşliğinde eller kalktı.
Reis Paşa devam etti: “Sultan Abdülhamid hal’ olundu. Şer’i hilâfet ve saltanata Veliahdı meşru Mehmed Reşad Efendi Hazretleri’nin iclâsına karar veriyor musunuz?”
Tezahüratlarla bu teklif de kabul edildi.
Heyeti Murahhasa, Sultan Abdulhamid’e bu kararı bildirmek üzere Sevr’e gönderilmek üzere seçildi.
İkinci Abdülhamid’in hal’i için fetva şu şekildedir:
“İmânı sağlam âlimin oğlu Zeyd, şeriattan tavsiye ve kitapları şeriyen öğrenmiş bir münevver şahsiyettir. İstifa ve kitaplarda bahsedilen tasarruf ve israfta sınırda kalmak İslâm hükümlerindendir. Mahremim gizlidir.
Hareket Ordusu Kumandanı Mahmut Şevket Paşa Hazretleri’ne:
14 Mayıs 8:15. Kohilân’la muvafakatını istedim. Yarımını ödeyip kalanını vazgeçecekler. İhtiyaç varsa bir şeyini ve sofra takımını da verebilecektir. Selânik’e geç vakitte ulaşacak şekilde trenin hareketinin ve münasebetin gerçekleşeceği vakti belirtmesini ve hanede kaç kişi için yatak ve sofra takımına ihtiyaç duyulacağını bildirmesi, hüsn-ü talimatı gibi diğer hususları içerir. Robins Paşa’nın otomobili ve trenden nakli için talimat verdim. Trenden İstanbul’a zamanında hareketini ve Salânik’e varışını beklemesi ve harekete geçmesi gereken bazı zatlar olduğunu ve İle sofra takımının temin edilip edilemediğini sorması gibi detayları içerir. Robins Paşa’ya bilgi, yeterli kıyafet verilmiştir. Fakat Mehmet Hâli Efendi ve Hadi Paşa, yanlarında getirmeleri gereken malzeme konusunda gerekli bilgileri vermemiştir. Bu bilgileri almak için Robins Paşa, Hâli Efendi ve Hadi Paşa’ya sorular sormuştur. Ancak cevap alamamıştır. Bu durumu bana bildirmiştir. Ben de size bu durumu iletirim.”
Bu mektuptan sonra Meclis içinde ve dışında olaylar sürdü. Sultan Abdülhamid’in tek elini ceplerine koyup dolaşması, onunla dalga geçilmesi ve saraydaki hizmetçilerin bir bir ayrılması gibi olaylar meydana geldi. Bu durumu görenler, şimdi bir zamanlar onurlu bir lider olan Sultan’ın yalnızca ismi kaldığını fark ettiler.
Hâkim meclis içinde olup biteni izlerken, bu önemli karar sonucunda ortaya çıkan gelişmeleri değerlendirdi. Celseler boyunca mevcut politikaların ve yönetimin millete verdiği zararları düşündü. Çeşitli mücadelelere rağmen, Sultan Abdülhamid’in mevcut duruma direnmesi mümkün değildi.
Bir sonraki celsede, Meclis, Sultan Abdülhamid’in hal’ine karar verildiğini ilan etti. İçeride ve dışarıda büyük bir tezahüratla karşılandı.
0 notes
sedeflimelis-blog · 1 year ago
Photo
Tumblr media
Ayan ve Meb'usan Reisleri
Fetva Emini geldiğinde, Ayan ve Meb’usan Reisleri, Vükelâ (Tevfik Paşa Kabinesi) ve fıkıh intisabı olan birkaç Mebus, Meclisi Meb’usan Reisi Ahmed Rıza Bey’in odasında toplandılar. Bir küçük ve mühim encümen de orada bulundu. Mebus Efendilerin onayladıkları fetva metnini tasvir ederken Hacı Nuri Efendi hazır olarak taallül gösterdi ve kendisi iftaya memur olamayacağını belirterek, bu konuda rey ve mütalâası sorulmasına gerek olmadığını ifade etti. Ardından Şeyhülislâm Ziyaeddin Efendi’ye işaret ederek, “Müftülenâm zatı âlîleridir. Fetva vermek kendisine aittir. Nasıl tensip buyururlarsa öylece ifade ederler.” dedi.
Bu üzerine sözler uzayıp sokağın mütehammil olduğu binlerce hal, kırı kavliyatı geçerek, füliyata daha çok odaklandı. Sonunda Hacı Nuri Efendi, reyini izhar ederek, “Hal’de meymenet yoktur, muktazi islah teklif ediniz, nefsini azletsin.” dedi. Mebus Efendiler, fetvanın nihayetini, hal olunmak veya istifa teklif edilmek şekillerinden hangisinin tercih edilmesi gerektiğine dair bir fıkra ilavesiyle tashih etmekle bu şekli kabul ettiler.
Fetva Emini’nin çıkışının ardından Meclis salonuna dönülerek celse yeniden açıldı. Fetvayı imzalayan kalem, tarih olarak Ahmed Rıza Bey tarafından alındı Tour Packages Bulgaria.
Meclis içinde ve dışında takip edilen hükümetin iç ve dış işlerine dair politikalar ve yönetimin mülkiyetle uğraştığı ve millete ciddi zararlar verdiği tarihsel olarak sabittir. Ayan’dan ve Maarif Nazırı’ndan olan ahdim âciz olan birisi olarak istifa teklifi sundum ve bu konuda tanıdığım kişilere ve Ayan’a fikir sordum. Hepsi de bu teklifi onayladı. Ancak, Ordunun Yıldız’ı teslim almasının ardından ve sarayın hademe hizmetini kaldırmasının ardından, Sultan Abdulhamid’in bu teklife direnmesi mümkün değildi.
Yeni celse, fetvanın okunmasıyla başladı. “Hal’ hal’” sesleri yükseldi. Heyecanlı bir atmosferde, Meclis gururla dolmuş ve ferahlayarak, vazifenin ağırlığı ve önemi kalplerde hissediliyordu.
Reis Paşa, “Efendiler, okunan fetva, şerife ve millet tarafından dile getirilen isteğe uygun olarak, Sultan Abdülhamid’in hilâfet ve saltanatından feragatına karar veriyor musunuz?” diye sordu.
Tezahüratlar eşliğinde eller kalktı.
Reis Paşa devam etti: “Sultan Abdülhamid hal’ olundu. Şer’i hilâfet ve saltanata Veliahdı meşru Mehmed Reşad Efendi Hazretleri’nin iclâsına karar veriyor musunuz?”
Tezahüratlarla bu teklif de kabul edildi.
Heyeti Murahhasa, Sultan Abdulhamid’e bu kararı bildirmek üzere Sevr’e gönderilmek üzere seçildi.
İkinci Abdülhamid’in hal’i için fetva şu şekildedir:
“İmânı sağlam âlimin oğlu Zeyd, şeriattan tavsiye ve kitapları şeriyen öğrenmiş bir münevver şahsiyettir. İstifa ve kitaplarda bahsedilen tasarruf ve israfta sınırda kalmak İslâm hükümlerindendir. Mahremim gizlidir.
Hareket Ordusu Kumandanı Mahmut Şevket Paşa Hazretleri’ne:
14 Mayıs 8:15. Kohilân’la muvafakatını istedim. Yarımını ödeyip kalanını vazgeçecekler. İhtiyaç varsa bir şeyini ve sofra takımını da verebilecektir. Selânik’e geç vakitte ulaşacak şekilde trenin hareketinin ve münasebetin gerçekleşeceği vakti belirtmesini ve hanede kaç kişi için yatak ve sofra takımına ihtiyaç duyulacağını bildirmesi, hüsn-ü talimatı gibi diğer hususları içerir. Robins Paşa’nın otomobili ve trenden nakli için talimat verdim. Trenden İstanbul’a zamanında hareketini ve Salânik’e varışını beklemesi ve harekete geçmesi gereken bazı zatlar olduğunu ve İle sofra takımının temin edilip edilemediğini sorması gibi detayları içerir. Robins Paşa’ya bilgi, yeterli kıyafet verilmiştir. Fakat Mehmet Hâli Efendi ve Hadi Paşa, yanlarında getirmeleri gereken malzeme konusunda gerekli bilgileri vermemiştir. Bu bilgileri almak için Robins Paşa, Hâli Efendi ve Hadi Paşa’ya sorular sormuştur. Ancak cevap alamamıştır. Bu durumu bana bildirmiştir. Ben de size bu durumu iletirim.”
Bu mektuptan sonra Meclis içinde ve dışında olaylar sürdü. Sultan Abdülhamid’in tek elini ceplerine koyup dolaşması, onunla dalga geçilmesi ve saraydaki hizmetçilerin bir bir ayrılması gibi olaylar meydana geldi. Bu durumu görenler, şimdi bir zamanlar onurlu bir lider olan Sultan’ın yalnızca ismi kaldığını fark ettiler.
Hâkim meclis içinde olup biteni izlerken, bu önemli karar sonucunda ortaya çıkan gelişmeleri değerlendirdi. Celseler boyunca mevcut politikaların ve yönetimin millete verdiği zararları düşündü. Çeşitli mücadelelere rağmen, Sultan Abdülhamid’in mevcut duruma direnmesi mümkün değildi.
Bir sonraki celsede, Meclis, Sultan Abdülhamid’in hal’ine karar verildiğini ilan etti. İçeride ve dışarıda büyük bir tezahüratla karşılandı.
0 notes
piyasahaberleri · 1 year ago
Link
Bu tarihsiz dosya fotoğrafında ilköğretim öğrencileri görülüyor. — AFPPazartesi günü gösterilen resmi bir açıklamaya bakılırsa, Pencap hükümeti, Lahor da dahil olmak suretiyle eyaletteki kirli havayla mücadeleyi amaçlayan tedbirlere, geçici Başbakan Mohsin Naqvi'nin çağırdığı mühim bir görüşmede yeşil ışık yakacak. Tavsiye edilen tedbirler içinde çarşamba günleri eyalet başkentindeki eğitim kurumlarının, ticari pazarların, fabrikaların ve ofislerin kapatılması içeriyor.Toplantıya il bakanları, genel yazman, güvenlik müdürü, çevre uzmanları ve öteki ilgili yetkililer katılacak.Nihai karar, duman durumu incelendikten sonrasında tüm paydaşların düşünce birliğiyle verilecek.İl informasyon ve çevre bakanları, toplantının arkasından basın toplantısı düzenleyerek duman kontrolüne yönelik alınan kararlar hakkında medyayı bilgilendirecek. Geçen hafta, Pencap hükümetinin eyalet başkentinde kötüleşen duman durumunu denetim altına almak için Lahor'da koronavirüs benzeri engellemeler getirmeyi düşündüğü ortaya çıktı.Kaynaklara bakılırsa yetkililerin çarşamba günleri tüm okulların, pazarların ve fabrikaların kapatılacağını duyurması olası.Kaynaklar, teklife bakılırsa hükümet dairelerinin Çarşamba günü yüzde 50 güçle çalışacağını belirterek, hafta sonları (Cumartesi ve Pazar) anlık denetim yapılmasının da tavsiye edildiğini ekledi.Metropoldeki olağandışı trafik kirli havanın ana nedeniyken, fabrikalardan meydana gelen emisyonlar Lahor'daki genel kirliliğin yalnızca %7'sine katkıda bulunuyor.Kaynaklara bakılırsa, yasayı ihlal eden fabrikalara ağır para cezaları uygulanması ve direktiflerin devamlı olarak dikkate alınmaması halinde bu fabrikaların kapatılması da önerildi.Kaynaklar, en yüksek duman seviyesinin haftanın ilk üç günü (Pazartesi'den Çarşamba'ya) kaydedildiğini paylaştı.Teklif hakkında yorum meydana getiren Komisyon Üyesi Muhammad Ali Randhawa, yetkililerin Lahor Bölgesi'ndeki dumanla savaşım için iki ay süresince evden emek harcama politikasını açıklayacağını söylemiş oldu.
0 notes
bayberahin · 2 years ago
Text
"OKUYUNUZ VE OKUNMASINA YARDIMCI OLMAK İÇİN PAYLAŞINIZ LÜTFEN "
UNUTMA DOST
- İnsan en yakınından başlamalı nasihate
En yakını kimdir ? = Kendisidir
☆☆☆☆☆☆☆
- Aramızda kalsın size bir sır vereyim
Başkasının çirkinliği ile meşgul olupta, kendini güzelleştirebilen adam yoktur
Kendi eksik ve kusurlarıyla meşgul olupta, güzel olmaya bir adım daha yaklaşamayan adamda yoktur
☆☆☆☆☆☆☆
- Dünya "güzel bir yer olsun" demekle olmuyor madem, sen güzel bir insan ol ; dünya bir yerden başlasın güzelleşmeye
☆☆☆☆☆☆☆
- Kanaatkâr kimse aç bile olsa, gönlü zengindir.
Malı ve mülkü nekadar olursa olsun hırs sahibi daima fakirdir
☆☆☆☆☆☆☆
... Derler ki büyükler = Az iken veremeyen çok iken veremez...
- Fakirin sadakaya ihtiyacından fazla, kendimizin sadaka sevabına muhtaç olduğumuzu bilmeliyiz...
Not : ( Her evde olması gereken bir sadaka kutusu veya ufak sadaka kavanozu olmalı görünür bir yerde )
Kime vereceğiz diye düşünen olursa, ihtiyacı olan aile vb. olabilir
Arayan bulur, vesselam.
☆☆☆☆☆☆☆
UNUTMA DOST
- Allah her duâ edene istediğini verir
Fakat duâ etmeyi herkese vermez
Herkes elini açıp öyle cânı gönülden yakaramaz, bu bir lütuftur bu bir nasiptir
Her duâ edene istediğini verir ne demek?
Büyüklerden zatlardan biri diyor ki :
Allah hiçbir duâyı karşılıksız bırakmaz verir ama senin kendin için iyi olacağını zannettiğin şeyi değilde, senin için iyi olmasını murad ettiği şeyi verir. Senin iyi olacağın zamanda değilde, senin iyi olacağını murad ettiği zamanda verir ama mutlaka verir...
Ha hiç vermez, vermediği ahirete kalır.
O ahirete kalan sevap hazinesinde öyle bir terazide yer tutar ki...
Kul şöyle dermiş ozaman = Bu ne ?
- O, hani dünyada bir duâ ettinde onun karşılığını alamamıştın ya. İşte bu onların karşılığıdır!
Kul ozaman şöyle yapacakmış : Bütün duâlarimın karşılığı buraya kalsaydı
☆☆☆☆☆☆☆
ÖZETLE DUÂ ETMEK ÇOK MÜHİM VE ÖNEMLİDİR.
VAKTİN AZ DAHİ OLSA, DUA ETMEKTEN VAZGEÇME
Kısada olsa 30 - 40 saniye ayır enaz
Kulluğun şuuru içinde, kimden isteğini unutma... Ve ( hayırlısıysa ) ( hayırlısıyla ) demeyi ihmal etme...
(Samimi ve içten iste, gerisini Yaradan'a bırak)
" Her vakit inşâAllah "
☆☆☆☆☆☆☆
İnsan bazen ister yalvarır, bir misalle örnek verelim : Arabam olsun diye gece gündüz hem çalışır hemde içten duâlar eder aklında ki arabayı almak için...
Birşeyler oluverir ve arabayı alamaz...
Sonra Allah muhafaza isyan etmeye kalkar.
Bilmez ki o duâdaki içtenlik ve yakarış hürmetine ogün çocuğu kaza geçirecekti, o duâ hürmetine engellendi balkondan düşmedi...
Veyahut arabayı alsaydı başına gelecek musibet vardıda onun için o içtenlik samimiyet hürmetine belâ def oldu farkında değil.
Bakara 216.Ayette meâlen :
....... Sizin için daha hayırlı olduğu halde bir şeyi sevmemeniz mümkündür. Sizin için daha kötü olduğu halde bir şeyi sevmeniz de mümkündür. Allah bilir, siz bilmezsiniz.
Buyrulmaktadır.
☆☆☆☆☆☆☆
Herkesin Okumasını Tavsiye Ederim...
Selam Ve Duâ İle...
50 notes · View notes
sizenebayim · 3 years ago
Note
selamunaleyküm, gerek dünyalık gerek ahiretlik hep işlerimi bi hevesle başlayıp devam ettiremiyorum. namazlarımı bırakınca da içim çok sıkılıyor hatta bıraktığım için sıkıntıda olduğuma yoruyorum. yine de devamlılık sağlayamıyorum. tavsiye verebilir misiniz ve dua beklerim. hayırlı ramazanlar :)
Ve aleykümselam ve rahmetullahi 🕊
Aslında bahsettiğiniz şey tamamen irade terbiyesiyle alakalı. Kulluk da tam olarak bu irade yönetimiyle ilgili bir şey. Kulluk fıtratımız gereği ruhumuzun ibadetlere ihtiyacı ve yatkınlığı varken nefsimizden ötürü de tembelliğe ve muhalefetliğe kayan bir yönümüz var. İşin sırrı da burda zaten nefse muhalefet ede ede onu zayıflatıp ruhu güçlendirmek. Çünkü yönümüzü belirleyecek olan budur. Hani Mevlana hazretleri bedenin bindiğin eşektir, sen ruhsun yolculuğun ahiredir. Dizginleri sağlam tutarsan ahire gidersin, ama ipi eşeğe verirsen ahıra, diyor ya. Eşekten kasıt nefsimizdir. Söz hakkını ona bırakmaksa hüsran ve kaybedişliktir. Bu yüzden bizim hangi yönümüzü güçlendirdiğimiz çok mühim.
Beslediğimiz hep nefs, itaatimiz de nefsin isteklerineyse elbette ruhumuz zayıflar. İbadetler tam da bu nokta da ruhun ilacıdır işte. Oruç, namaz bunlar nefsin firavunluk cephesine indirilmiş darbelerdir, ruh için koruma kalkanlarıdır. Nefsi kırarken ruhu besler kalbi uyandırırlar. O halde namazsızlık için de kendimizi bu korumadan bu şifadan mahrum bırakış diyebiliriz. Bize sunulan ihtiyacımız olan en güzel ikramı geri çevirmek gibi.
İrade disiplini kazanma da size en büyük yardımcı şüphesiz ki namaz olacaktır. Günde nefsine beş vakit abdest aldırıp beş vakit namazını kılan insan çok büyük bir terbiyeden, yoğruluştan, doyuruluştan geçiyordur. Bu yüzden namazın mahiyetini de iyi kavramalıyız. Ayette Şüphesiz ki namaz, Allah’a derinden saygı duyanlardan başkasına ağır gelir, buyruluyor. Ayeti tefekkür edip bizde eksik olan neyse onu tam etmenin derdine düşmeliyiz. Namazdan yüz çevirmenin ne demek olduğunu kavramış bir insan başını secdeden kaldıramaz muhakkak. Ramazan içine düştüğümüz tüm gaflet uykularımızdan uyanmamıza vesile olabilecek bir vakit. Bu ay da ki güzel başlangıçların tüm seneyi etkileyeceğinden bahsediyor büyükler. O yüzden ilk ve evvela ille namaz. Bunun bereketi diğer tüm işlerinize de yansıyacaktır biiznillah🕊
10 notes · View notes
kendini-bulma-zamani55 · 2 years ago
Text
CANINI ÇOK MU YAKTILAR?
             CANINI ÇOK YAKTILAR MI? 
                Hiç kendini bu dünyaya ait olmadığını düşündün mü? Canını çok yaktılar mı? Tahammülsüzlük seviyen kalmadı mı? Kalbin göğüs kafesine sığmıyor mu? Ruhun can mı çekişiyor? O zaman okumaya devam et.
                Ortalama bir hayatın yarısını yaşamış biri olaraktan nasıl evrimleştim sen de öğren. Tüm bu duyguların birikimi olan tüm yaşamımın bana getirdiği öğretilerim. Biliyor musunuz ben öğrenmeye daha yeni başladım. “Nasıl yani?” dediğinizi duyar gibiyim. Şöyle ki bundan bir süre öncesine kadar sadece bu dünyaya geliyoruz, yaşıyoruz ve gidiyoruz işte diyerek tanımlıyordum. Olay burada sonlanan hayatla bitmiyor ki. Asıl fragman olan bu hayatmış. Filmin galasını gittiğimiz ilk gün yapıp, devamını çekeceğiz. Şimdi size ölümden sonra ki yaşam felsefesi yapmayacağım. Zaten bu mevzu beni de sıkar. Gidince göreceğiz zaten, öğrenmek için ne bu acele?
                Bundan bir süre önce hiç inanmadığım, gülüp, alay ettiğim bir ortama girdim. O ortamı az sonra anlatacağım. Mühim olan o ortama ne haldeyken, ne vesile ile ve nasıl bir son çare ile gittiğimi bilin.
                Bir gün artık dayanamadığımı düşündüğüm, kalbimin göğüs kafesinden taşıp soluk almak istediği, tahammülsüzlüğün tavan, mutluluğun ise bana iki buçuk çektiği bir dönem. Hani derler ya son dönem de “ama kafa ne güzel” diye bildiğiniz cinnet is the coming modum açık. Her an birine saldıracak, her an birine küfür edecek seviyeye gelmiştim. Nefes desen neredeyse yarımın da yarısından daha az alıyorum. Olumlu bir cümle yok, ruhum bildiğiniz kasvetle dolu. Daha gencecik yaşta oldum bir ihtiyar misaliydim. Bildiğiniz bitikleri oynuyorum. Çok nadir olarak alkol alırdım keyfi, nadir boyutunu geçip ay da hatta ara ara hafta da birkaç kezi bulunca dedim hop dur aga burada.” Bu gençlik nereye gidiyah” diyen amca misali dedim nereye hafız? Toparlan artık dedim kendime. Her sabah bugün de dünün aynısı diyerek yorgun argın kalkıyordum yataktan. Keyif yok, mutluluk yok, huzur yok, bet bereket uçtu gitti. Anlayacağınız gece hadi toparlan derken sabaha daha güçsüz uyanıyordum. Biliyorum çoğunuz da aynı benzer durumlar var. Bak şimdi sıra evrimleşme aşamama geliyor. Bir sabaha karşı açtım semaya ellerimi dua diye ettiğim ve sonradan fark ettiğim niyetimi evren bana kafama çarpa çarpa gönderdi.
                Niyetimi ettikten sonra yaklaşık on iki saat geçmişken bir telefon geldi ve bir yer tavsiye edildi. Tamam en kısa sürede bakarım dedim ama bakmadım. Sonra iki gün geçti ve numarayı sundu bana amcam. Hadi ara dedi sana iyi gelecek. Ayıp olmasın düşüncesi ile ve işaret mi acaba sorgusuyla aradım verilen numarayı. Enerji dolu bir ses açtı telefonu. Hayat dolu bıcır bıcır konuşan bir kadın. Bu zaman da nadir rastladığım bir şeydi. Şaşkınlık ve tuhaf bir rahatlık ile konuştuk. Davete icabet edip gittim oraya. Yüz yüze tanıştık ve aldığım enerji ile müthiş bir sıcaklık kapladı içimi.
                Bana önce evrende ki varoluşumuzu ve çevremizde ki herkesin rolünü anlattıktan sonra, kalbimizi Allah’a teslim etmemiz gerektiğini söyledi. Konuştukça kafam da bir şeyler şekillenmeye, içimde ki boşluk dolmaya başladı. Sonra bir aile dizimi denilen seansa katıldım ve nasıl bir şey olduğunu tam bilememekle beraber acaba algı mı yapıyorlar diye de önyargı oluşturdum içimde benden bağımsız olarak. Sonra seansa girdik, enerji ve bilinçle insanın neler yapabileceğine bizzat şahit oldum. Sonra doğru nefes tekniği ile nasıl yaşamımı kaliteleştirdiğini ve rahatladığımı bizzat gördüm. İçinde biriken tüm o olumsuzlukları çığlıkların ve boğazında kronikleşen o düğümü atıyorsun. Göğsün de oturan tabiri caizse o öküz sürüsü gidiyor. Yavaş yavaş farkındalık dürtün açılıyor ve algıladığın her şeyi özümsemeye başlıyorsun. Müthiş bir yenilenme evresine giriş yapılıyor. Peşine bir de bilinç altı terapisini de ekledim ki tadından yenmez. İçimde oluşan adını bilmediğim o boşluğun ne olduğunu buldum. Kendimle ve hayat dediğimiz fani alem ile olan diyaloğumuzu süzgeçten geçirdim.
                Doğru nefes tekniği ile mutlu olmaya, çevremin değişmeye başladığına, olumlu cümleler kurduğuma şahit oldum. Korkularım diye tabir ettiğim vesveselerimi yok ettim. Her şeyden önemlisi başkaları için fedakarlık etmeyi bırakıp, kendime yatırım yapmaya başladım. Bu hayattan yeniden zevk almaya, yanaklarım acıyana kadar gülmeyi ne kadar özlediğimi fark ettim. Şimdi soruyorsunuz değil mi? “ulan hep mi gülüyorsun, hep mi pozitif oluyorsun sanki” diye. Zaman zaman modum benim de düşüyor ve o an diyorum ki bu da sana bir başka ders. Hadi diyorum hatanı fark et, kabullen ve teşekkür et. Eğer o negatif olay olmasa anlayamazdın, çünkü onu anlaman için de bunu yaşaman gerekiyordu. Hadi diyorum dersini aldığına göre, hatanı fark ettiğine göre silkelen ve bir daha aynı hataya bile isteye düşme. Açıyorum eğlenceli bir şarkı ve başlıyorum özgürce söylemeye, neşem yerine geliyor. Ha bu arada sesim berbattır o ayrı bir konu, ama bana o esna da güzel geliyor. J
                Bize hayat boyunca hep birilerini sevme ve değer verme dürtüsü öğretilmiş. Ama insan önce kendini sevmeli. Kendine ve gücüne inanmalı. Hayattan beklediğimiz mucize var ya o aslında insanın ta kendisi. Mucize sensin. Güç senin elinde. Sadece bunu fark etmen gerek. İnan bu farkındalığı yaşadığında her şey çok daha güzelleşiyor. Yarım kalan her şey tamamlanıyor. Eksik yanın kalmıyor. Kucak aç kendine, kucak aç mucizenin ta kendisine. Doktor da sensin, şifa da sensin. Hadi durma kendini şifalandır. Ben kendimi şifalandırmaya başladım, sen de toparlan bunu okuyan insan. Unutma ve her gün hatırlat kendine mucize sensin.
                                                                               G.UMUT
4 notes · View notes
derdiderun · 4 years ago
Note
Bir arkadasim sozlendi ama dugune 8 aylik bi sure var dini nikah kiymak istiyolar ayni yerde degiller kiz arkadasim yurtta calisiyor beyfendide baska bir yerde ama telefonda hâl hatir disarda gorusme olabiliyor evlilik ile alaklai planlar yapiyolar illaki gorusmek zorunda kaliyolar bu sekildede gunaha girdiklerini dusunuyolar dinin nikah kiymadan gorusmek bsekilde gunah oluyormu nasil bi yol izlemeliler, ? Dini nikah olmali ?
Sözlülük-Nişanlılık dönemi evliliğin vitrinidir. Bu dönemde ortaya çıkan sorunların evlilikte de yaşanma ihtimali çok yüksektir. Problemin büyüklüğüne göre söz-nişan atan ayrılan çok var hatta düğün günü alırken bile herhangi bir sebepten ayrılanlar var. Eğer evlenince geçer ya da değişir düşüncesi varsa doğru, sağlam ve sağlıklı bir düşünce değil sonrasında daha büyük sıkıntılarla bizi başbaşa bırakabilir bu düşünce...
Biz hiçbir hocanın evlenmeden dini nikah kıyılsın diye bir tavsiyesini duymadık. Tavsiyeleri böyle bir şeyi yapmamaları yönünde hep.
Ben nişanlımı tanımak, gezmek isterim diyen kardeşlerimiz, niyetleri sadece buysa, resmi nikah kıysınlar o vakit...Her işi nefsimize uydurmasını öyle iyi biliyoruz ki (sözü önce söyleyeyim özüme)
Dini nikah bu denli hafife alınmamalı...
.....
Konu hakkında Abdullah Tamer Hocamızın tavsiyelerini paylaşayım seninle.
Nişanlılık döneminde dini nikah yapılması şu toplumda uygun değildir. Neden?
* Çünkü gençlerin islam bilgisi çok azdır. Gençlerin evlenmeye karar verdiğin de evlilik fıkhını bilmesi farzdır.
* Dini nikah kıyılınca cinsel birliktelik helal olur. Böyle bir şey yapıp, oğlanın kafası bozulursa anlaşamıyoruz, diyor ve ayrılıyorlar.
* * Şimdi mühim olan; oğlan boşama lafıızlarını söylemediği için eski nişanlım dediği aslında dinen hanımı çünkü boş ol, üçten dokuza vs. anahtar kelimeleri kullanarak boşamadı.
* Kız gidiyor başka biri ile evleniyor, ölene kadar zina işliyor. Yeni evlendiği kimse ile nikahı geçersiz oluyor. Yeni evlendiği çocuk da ölene kadar zina işlemiş oluyor.
* Ne yapmak lazım. Eski nişanlıya gidip 3 defa boşa kızımı diyeceksin.
* Bu olur mu? Toplumda dolu örneği vardır. O zaman ne olacak. Asla evlenmeden nikah yapmayacaksın.
* Benden acizane tavsiye içki içene kızınızı asla vermeyin. Çünkü sarhoşken ağzından dinden çıkaracak bir şey çıksa hem kendi yanar hemde sizin kız.
* Allah'a bu konuda çok dua edin, kızınız yada oğlunuz salih kimselerle evlensin. Allah'ım rasülüllah gibi bir baba, bir koca olmayı bizlere de nasip et. Amin.
Elhamdü lillahi rabbil alemin .
...
Nikah kıymadan görüşmek konusunda:
Öncelikle kardeşim nikahtan önce görüşmek, konuşmak vs. bu konularda biz dahil çoğumuzun hataları, kusurları, İslamın belirlediği sınırlara tam manasıyla uyamadığı, uymadığı kısımları var. Ama elimizden ne kadar geliyorsa yapmak, taviz vermemek, mücadele etmek lazım. Ne kadar İslamın belirlediği sınırlara, şartlara uyarsak o kadar iyi yani...
Söz-Nişan nikah değildir. Dolayısıyla nikahsız yapılması haram ne var ise sözlü-nişanlı kişiye de haramdır. Yani nikaha kadar hâlâ iki yabancı hükmündedir.
Artık tanışma olmuş, aileler tanışmış eş adayları birbirini islama uygun bir şekilde görmüş evlilik kararı alınmış bundan başka görüşmek eğer lüzumsuz yani bir ihtiyaç olmaksızın görüşmek, buluşmak ise caiz olmaz.
İhtiyaç halinde, eşya seçimi nikah tarihi gibi meseleler telefonda yahut ailelerin birlikteliğinde müzakere edilebilir.
Konuşma işinde de aşırıya gitmemek lazım. İlk zamanlarda, tanımak için edeb çerçevesinde ve samimi olmadan yazışma yahut telefon görüşmesi yapılabilir.
Bu nasıl iş, belki bir ömür boyu beraber olacağım kişiyi tanımadan mı evleneceğim diyenleri duyar gibiyim. Onlara da şunu demek isteriz. Evlenmeden önce kişiyi tanıyabileceğiniz seviye bellidir, 500 kere de görüşsen fark etmez. Evlenene kadar kişi gerçek halini ortaya koyamaz gerçek anlamda. Eşler birbirini gerçek manada evlilikten sonra tanıyabilir ancak. O yüzden sık sık görüşürsem daha iyi tanırım diye nefsin oyununa gelmemek lazım.
29 notes · View notes